30 Mayıs 2025 Cuma

Yaşamın Musluğu

                                              

Deniz, benim adım Deniz. 15 yaşındayım ve bir abim var. İsmimi  de bana abim vermiş11 Şubat 2010'da Tekirdağ'da doğdum. Öncelikle tekrar tekrar bahsetmemek için özet geçeceğim, başkalarını  dinleyip onların hayatları hakkında bir şeyler öğrenmeyi sevdiğim kadar kendimi de anlatmayı seviyorum. Bu yüzden madem kendimi anlatma fırsatı bulduğum bir yazı yazacağım, bunu layıkıyla yapmam gerek. Duvarın dışındakileri anlatmayı severim, bir eserin ortaya çıkmadan önce kaç kere silindiğini, nelerin çıkartılıp nelerin eklendiğini düşünmeyi severim. O yüzden bu yazıyı 5. yazışım olduğunu söyleyerek başlayacağım. Ben de lahza, daha mücerret bir yazı yazacağım. Hangi okullarda öğrencilik yaptığım gibi şeylerden ziyade gerçekten kendimden bahsedeceğim. Küçüklüğümden beri hayali ürünler ve sembolik içerikli şeyleri deneyim etmekten zevk aldım. Arkadaşlarım vardı ama zamanının çoğunu yalnız geçiren biri ister istemez vakit geçirmek için bir şeye yöneliyor. Ben hayal kuran biriyim. Belki bu zamana kadar yazdığım şeylerin hepsi böyle şekillendi. Bir tavşanın göbeği, yeşil balinalar, pembe bir timsah ve gökyüzüne saplanmış milyarlarca fener. Absürt değil mi? İnsanlar test ettiği duyguların biçimini oluşturur. Benim içinse istisnai bir durum yaşanmış olabilir. Kendimi bildim bileli her şeyin olduğundan farklı olmasını hayal ederim. Böylesi yanlış olduğu için değil -mavi bir gökyüzüyle herhangi bir sorunum yok- beni meraklandıran şey gökyüzünün bundan ibaret olmadığı bir gerçek. Bu tarz şeyler düşünmek, kendimle harcayacak çok fazla zamanım olması gibi şeyler beni çocuk gibi yaşamayı seven bir insan olmaya itti. Bununla iktifa etmenin beni delirteceğini anladığım zaman bir senaryo yazarı olmak istedim. Benim yazdığım karakterlerin, benim yarattığım dünyaların canlandığı filmler istiyorum. Başkalarının benim ne düşündüğümü, ne düşünüp de böyle ilginç filmler ortaya çıkardığımı tartışmasını istiyorum. Yorumlar istiyorum. Yargılanmak ve bir kez bile olsa küçük bir kirazı anlatmak istiyorum. Aslına bakarsanız bir sürü farklı özelliği var, kırmızı veya yeşil, büyük veya küçük, diğer saptaki kiraza yapışık veya değil, sert veya yumuşak... Bir kiraz kadar basit bir şeyin bile unutulmaya yüz tutmasını istemiyorum. Mükemmelliğin sıradanlığını fark ettiğinizde gözünüzü kapattığınızda gördüğünüz şeylere daha çok ilgi duyuyorsunuz. Anlatmak istediklerimin doğru bir şekilde anlaşılması için bunu defalarca yazdığımı söyledim. Ben de herkes gibi düşünüyorum. Farklı bir dünyayı oluşturan farklı kümeler var ve ben çok azını tanıyorum. Hatta onlar bile kendilerini tanımıyor. Daha sık ölümü düşünmeye başladığınızda ya daha korkak bir adama dönüşür ya da daha sofistike, alçak bir hayalperest olursunuz. Kendimi belli bir ana rapt etmek istediğim o kadar fazla an oldu ki. Ve ben 15 yaşında biriyim. 15 yıl, yaş olarak bakıldığında küçük ama insan ömrünün 70 civarı olduğunu düşünürsek yolun dörtte biri gidilmiş değil mi? Birkaç yılın daha bana ne getireceğini bilmeden, ne zaman öleceğimi bilmeden düşünmek beni mutlu ediyor. Hayatın uykunuz geldiğinde uykuya dalmanız kadar hızlı geçtiğini unutmayın. Ben ihtiyatsız bir gevezeyim. Hele ki konu bir insanın aptallığı olduğunda. Bu kendim için de geçerli. Hayatımın en büyük dönüm noktalarından biri geçen sene yaşandı. Bir araba kazası geçirdim ve muhtemelen bu benim ölüme en yaklaştığım andı. Doğal olarak hayata tutunmaya çalışmanın nasıl bir şey olduğunu fark ettim. Korktum, en ilkel duyguyu tattım. Bununla birlikte her şeyin ne kadar geçici olduğunu anladım. Artık yaşama önem veren şeyin farkındayım. Eğer bilmedikleri bir insan hakkında bilgi edinmek istiyorlarsa insanlar, önce o insanın fikirlerini telakki etmeli. Ben çocuğum. Öyle metafor olarak değil, resmiyette ben 15 yaşında bir çocuğum. Çocuk olduğundan bile utanacak düzeyde düşüncelere sahip insanlar beni üzüyor. Sevdiğim bir insanı bir saniye bile daha görecek miyim bilmiyorum. Daha önce de söyledim, bir saniye öncesi bir milyar yıldan daha uzakta. Bir saniye önce yapamadığım bir şey için üzülmek istemiyorum. Elimi geçmişe değil ileri doğru uzatmak ve bu yazıyı soyut bitirmek istiyorum. Bu yazının ne doğru düzgün anlattığı bir insan var ne de bir hikayesi. Sadece oturup yazmaya karar verdiğim bir yazı. Ama belki yıllar sonra birinin ihtiyaç duyduğu bir şeye dönüşür. İyi olun, iyi kalın. Görüşeceğiz.

2 yorum:

2025

  Hemen anlatmak istediğim şeyin içine girmek istemiyorum. Biraz soluk almanıza müsaade etmem gerek. Öncelikle 2025 hakkında genel bir şeyle...