ZİRVE
Yeşil balinaların uçtuğunu, mor ışık saçan bir ayın altında
muhabbet eden beş gözlü bir uçak tekerleği ve yenmiş bir
mısır koçanı hayal edin. Bir çocuğun isteği ve hayallerinden
fırlamışçasına renkli, alışılmadık bir dünya burası. Dünyayı
değiştirebilsem tam olarak öyle bir yer yapardım. Bir
çocuğun sorunlarını bırakıp gururla kalbinin en derininden
geleni istediği bir dünya. Fiziksel kusuru olan, dışlanan veya
travmaya uğramış bir çocuğun hayal etme isteğini tekrar
tutuşturacak bir dünya yapmak isterdim. Festival devam
ediyor ama iki çocuk kayıp, birinin her şeyi var diğerinin hiçbir
şeyi yok. Birinin yarın için düşünecek hiçbir şeyi yok, diğerinin
kafasını susturacak bir anı bile yok. Ama ikisinin de
kaçmasının sebebi aynı, büyük bir hayalleri var çünkü. Aya
gidecekler, o mosmor görünen hiç gökyüzünden inmeyen
büyük topa gitmek istiyorlar. Bir de yıldızlar var, bu aralarında
bir sır, ama bu yıldızlar aslında deniz fenerlerinden ibaret.
Milyarlarca deniz feneri gökyüzünün derinliklerine saplanmış!
Birbirlerinden çok uzaklar, o yüzden deniz fenerleri ısrarla
çocukları oyun oynamak için yanlarına çağırıyor. Oyun
oynadıktan sonra hepsi yan yana gelecek. En sonunda da
gökyüzündeki mor yuvarlak nesneye gidecekler. Kimseye
söylemeyin ama aslında o mor yuvarlak şey de dev
bir tavşanın havuç yemekten büyümüş kocaman göbeği!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder