İnsan
Uzun uzun değil de aklımda ne varsa çalakalem onu yazacağım.
Malum her konuşulan her şeyin içinde insan olduğundan pek farklı
bir şey de yazmıyorum. Sadece alelacele yaşamanın nasıl herkesi
yıprattığını kendi ailemde de olsun görüyorum. Belki üst sınıf alt
sınıf diye çoktan ayrıldığımız için biz daha koşuşturma içinde bir
hayat yaşıyoruz ama bu bunu kabul etmemiz gerektiği anlamına
gelmiyor. Hastayken de, sağlıklıyken de, sağken de, hatta öldükten
sonra bile üzerine konuşup mutlu olduğumuz, hüzünlendiğimiz.
insanlar var. Yaşıyor olduğumuz sürece yaşadığımızdan çok diğer
her şey hakkında fazlasıyla endişeleniyoruz. Hala insanken, hala
önceden olduğumuz kişiden kalıntılar taşıyorken, yaşlansak bile
kırışıklıklarımızda anılar yaşatıyorken... Daha ne kadar güleceğimizi
düşünmek yerine, önce ellerimize sonra yanımızdakilere bakıp hiçbir
şey yapmadığımız zamanlarda bile bilincimizde yetişen bir tohum
olduğunu unutmamalıyız. Biz farkında olmasak bile büyüyen bir
''İnsan Tohumu''. Kafamızı kaldırıp yere bakmayı mı yoksa gökyüzüne
bakmayı mı tercih ettiğimize kafa yormayan, kendi halinde gelişen
bir tohum. Hızla filizlenip bir ağaca dönüşüyor ve gittikçe güçlenip
gökyüzünün en derinine saplanıyor. İnsandan oluşan meyvelerini
taşıyan ağır dallar yıldızlara uzanıyor. Sanki orada da biri var gibi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder