11 Ocak 2025 Cumartesi

ADAM

              

                                          ''Adam''

''Sarhoş bir adam vardı. 70'lerin sonunda göçüp gitmiş. Evli bile değilmiş, filhakika tek bir kadın uğruna yaşamış bir adamdı.''


Bir sabaha kendini unutmuş halde uyandı ve avanak avanak dolandı eskimiş otel odasında. Etrafa saçılmış kıyafetlerini tek tek topladı. Servisi çağırmaya yaradığına bin şahit gereken acil durum düğmesinin hemen yanında iki çift yeşil yılan derisi ayakkabı buldu ve ayağına geçirdi. Tabii ki komik duruyordu ama hiçbir şey giydiği pullu kot pantolonun altında göz alıcı duramazdı. Yıpranmış ve çeşitli ne olduğu belirsiz sıvılarla bir ahenk oluşturmuş beyaz atletinin üzerine muhtemelen karakoldan çaldığı gri bir palto geçirdi, atletinin iğrençliğine duyduğu azaptan mıdır yoksa kendini yüksek kalitede bir insan olarak gördüğünden midir bilinmez bir kravatı olması gerektiğini düşündü. Üçüncü seçenek olarak bile gitmeyeceğiniz otel odasındaki resmen hor görülmüş koltuğun arkasında değildi. Etrafta yastıklar olsaydı altına bakardı ama otel odası o kadar lüks olmadığı için altına bakacak yastık yoktu. Tam ne zamandan kaldığını bilmediği yorgunluğuyla yukarı bakıp iç çekecekken tavan vantilatörüne takılmış korkunç bir kravat gördü. Rezalet içindeydi ve tamamen ayık olmasa bile kravatta kusmuk izleri olduğuna emindi. O kravatı almadı. İkinci kattaki otel odasından dışarı baktı, camlar açılmıyordu ama bir cam kırıktı. Aşağıda ona bağırıp küfürler savuran insanlar gördü ama duyabilecek  kadar kendinde değildi. İçeri gidip yüzünü yıkamaya çalıştı ki buğuyla kaplı camı gördü. Paltosunun tersiyle hafifçe sildi ve seyrek sakallı, uzun bıyıklı,  saçlarının önü dökülmüş kan revan içinde çirkin bir adam gördü. İçindeki denizi yansıtan bu yüz onun hoşuna gitmişti. Aynada sarışın, yakışıklı, mavi gözlü bir adam görseydi muhtemelen öyle bir vücuda zulüm ettiği için kendini affedemezdi. 

(1/∞)


Adam bunların hepsini uzun uzun yaşadı ve daha uzun süre boyunca da eylemlerini gözleriyle süze süze bitiremeyecekti. Ağızı uyuşuktu. Yeri gelince adını öğrenecek, otel odasına borcunu ödeyecek, önceden beden eğitimi dersi veren bir akademisyen olduğunu bu yüzden ortalamanın üstünde bir kol gücüyle işleri çözebildiği için dedektif olduğunu öğrenecekti. Yaşlı tekerlekli sandalyedeki kadının eşinin komşu ülkede amfibi fosillerini inceleyen bir adam olduğunu öğrenecekti. 72. polis karakolundan ırkçılığa uğramış tekinsiz, herkese şüpheyle yaklaşan gözlüklü bir dost edinecekti. Yeri gelince tekrar alkol krizleriyle uğraşacak ama eninde sonunda kendini bundan uzaklaştırıp bahçedeki asılı ceset vakasından onun sorumlu olduğunu ve faili bulması gerektiğini de öğrenecekti. Araba izlerinin aslında onun alkollü olduğu zamanlardan bir şey olduğunu öğrenip bazen gülecekti. Bazen 12 Kız Kardeş'in anlatıldığı şarkıyı ağır ve toz bağlamış gırtlağından çıkan tok ses ile söyleyecekti. Maaş isteyen kesimin yaptığı protestoya el atmaya çalışıp iki taraftan da dışlanacak, şiirsel bir tavırla yaşayan adamın hikayesini öğrenip yaşlı kadının arkadaşının huzurla ölmesine yardım edecekti. Bağımlılık yapıcı maddeler sebebiyle tüm ailesini terk eden babasına taşıdığı öfkeyi herkese yansıtan ama bunu mizahi bir tavırla yapan çocuğa bir amaç verecekti. Sanatın engellendiği yerde duvarları ve yerleri boyayan kafatası maskeli küçük kız ve çetesine sanatın hırçınlık ve intikam olmadığını anlatacaktı. Daha eleştirel yaklaşıp hükümet tarafından susturulan adamın arkadaşının yalnızlığına çare bulacaktı. Herkesi yıkıp bitiren toplumun yük gemilerinin çalışanıyla bir anlaşmaya varacaktı. Cesedi saklayanların bunu genç bir kızı kurtarmak için yaptığını öğrenecek ve kızın çevresinden şüphelenecekti. Amatör kimyagerin çalışmasıyla şüpheliyi bulacak ve ona yaşamak için bir umut verecekti. Şayet şüpheli o kadın olsaydı bile içi rahat olacaktı ki o değildi. Öldürülen adam pis bir adamdı, sokakta görünce yolunuzu değiştireceğiniz biriydi. O yüzden içten içe ben mi yaptım diye düşünecekti. Suçluyu etrafı kapalı bir adada bulacak ve tamamen kıskançlıktan yaptığını öğrenecekti. Kaçmayıp avukatlık bürosunun kara kuvvetiyle yaptığı ufak çatışmadan gurur duyacaktı çünkü haklıydı. Çocuğuna ticareti öğreten ama bunu geleceğini silerek yapan bir babayı onurlandıracak kadar güzel bir konuşmayla çocuğun geleceğini kurtaracaktı. İki küçük yetim çocuğa yardım edemeyecek ve yeri gelince kayıplara da tanık olacaktı. Kendini bir gece karamsarlık içinde bulacak ve çocuklarını kurtaramadığı kadından çağa bedel bir özür dileyecekti. Bunları yaşayıp işe tekrar kimlikle atanıp işini laikiyle yapan bir adam haline gelecekti ve bunları günlüklerinde dillendirecekti. Bunu o yapacaktı zaten, benim yapmama gerek yoktu. Çatışmadaki yaralanmalarından ardından yazılan o yazı, ona ölümüne zincirlendiği kadını hatırlatacaktı. ''Un jour je serai de retour, pres de toi''. Bir gün yine senin yanına döneceğim. Klisede gördüğü Meryem Ana'yı rüyasında terk edildiği kadın olarak görecekti. Çünkü bu kadın onun için her şeyin başlangıcıydı. Daha iyi bir insan olmaya çalışmasının sebebiydi. Daha bilindik ve onurlu bir adam olmasının çabasının tek suçlusu bu kadındı. Kadın suçluydu çünkü adama hiçbir zaman onu böyle sevdiğini söylemedi. En sonunda adam kadını kaybetti. Kadın hala uzakta bir yerdeydi ama onunla olmadığını bilmek adamı ne kadar insanı kurtarırsa kurtarsın yiyip bitirecekti. Bu hikayede kimsenin adı yok. Çünkü bir kişi, herkestir ve bir kişi bir çok kişiyi yansıtabilir. Keza bu hikaye de bir hikaye değildir. Çünkü hikayelerde sonuç vardır. Buysa daha çok ''gerçek'' olabilir. Tüm bunları yaşayan adam bir hafta içinde belki de bir bebeğin ya da sıradan bir çalışanın deneyimleyeceğinden fazla şeye tanık olmuştu. Ama bir sona tanık olmamıştı. Ölünce bile, tüm olayların ve anlatılmayanın sonunda ölünce bile bu adam bir sona ulaşmamıştır. Heykeli yoktu, heykel yüzünden olmasa da anlatıla anlatıla insanların ağzından düşmeyen bir adam olmuştur. Manidar olan ise kimse bu adamın ismini bilmez. Aynı adamın o uyandığı sabah gibi. Bazen bilmeyenler hikayeyi yorumlayarak uzatır, bazense bilenler kısaltır. Yaş aynı yaş, adam aynı adam, olanlar aynı olaylar. Dinleyen farklı, anlatan farklı...

(2/∞)




(Bir hikaye değildir.)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

2025

  Hemen anlatmak istediğim şeyin içine girmek istemiyorum. Biraz soluk almanıza müsaade etmem gerek. Öncelikle 2025 hakkında genel bir şeyle...