24 Ocak 2025 Cuma

DÖRT

 

                                            DÖRT

Ölümünden sorumlu olduğu ordu müfrezesi karşısında kırsal bölgelerde elektrik gidince yakılan mumlar gibi dikiliyor. Hırçın bir köpek pantolonunun paçasından yakalıyor. Hırlaması bile ona kurşunların çarpışmasını hatırlatıyor. Hava yeni yeni karardığından bütün çiftçiler işlerini bitirip evlerine çekilmişler. Dışarıda başka kimse yok. Saat akşam dört ama orada hava erken kararıyor. Önündeki tünelin dört girişi ve dört çıkışı var. Karşısında bekleyen teğmenlerin önlerinde üsteğmenler, yüzbaşıları ve binbaşıları dikiliyor. Teğmenler haricinde her bir rütbeden tam dört kişi var. Öldüğünü, hatta kendi elleriyle gömdüğünü bildiği kişiler soluk mavi suratlarla karşısında bekliyorlar. Selam duruyor, bu tüneli beraber geçmek istiyorlar. Tekrar albaylarının emrine amade yaşamak istiyorlar. Ölmüş olabilirler ama bunu kabullenmek istemiyorlar. Çünkü cesurca ölmelerine rağmen hepsi yaşamanın katlanılacak bir şey değil zevk alınılacak bir şey olduğunu biliyor. Tekrar yaşamak istiyorlar. Pişmanlığı, albayın üstüne atılamayacak bir yük halinde biniyor. Elde edemediği ve koruyamadığı her şey paçasını yırtan köpek gibi oradan ayrılmamak üzere bekliyor. Ta ki o da şuursuzca yaşadığı hayatından ayrılıp eski günleri yâd etmek için onlara katılana kadar. Bir tek o kaldığı için mi mutsuz yoksa hiç kimse onunla kalmadığı için mi bilmiyor ve bu kadar bencil bir düşünceye sahip olduğu için sadece paçasını değil büsbütün bedenini köpeğin önüne atmak istiyor. Sonra kafasını bir kez daha kaldırıp o mahrum yüzlere bakınca yakınması gerekenin o olmadığının farkına varıp kendini doğrultuyor. Çünkü son yapması gereken bir şey olduğunu anlıyor. Çünkü müfrezedeki askerlerin seçildiği ana bölgedeki tünelin içinde duran 50 genç adamın öldüğüne inanmayacaklar. Çünkü yürüme mesafesinde gidebilecekleri evleri ve onları orada bekleyen sıcak aileleri var. 

-Halt! Esas duruş! Dördüncü müfreze üsse dönmüştür, zayiat yoktur!

+Beni dinleyin! Hepinizi anlıyorum. Ancak, dördüncü müfreze, bir kişi hariç tamamen imha edilmiştir! Hepiniz, çatışmalarda... Öldürüldünüz!

+Tek hayatta kalan ben, yüzlerinize bile bakamayacak kadar utanıyorum! Sizi ölüme sürükleyip, yolun yarısında size veda etmek zorunda kalan benim! Bu anlamsız savaşta, tüm sorumluluğu üstlendim ve buna rağmen sizi uğruna yas tutulacak genç şehitler haline getirdim. Gafil avlanarak, bir bir katledildiniz! İnkar edilemez seviyede gereksiz olan bu can kayıplarını geri alabilecek olsam, veya size katılabilecek olsam, ant içiyorum ki yapardım. Ölüm sahip olduğum pişmanlık için bir kurtuluş olurdu! Şimdi sizlere bakarken bile, aynı acıyı çekiyorum! Çektiğiniz acının daha büyük olduğunu bilmeme rağmen daha kendi acıma bile dayanamıyorum! Size ''kahraman'' diyorlar, ama hepiniz paçamı tutup bırakmayan başıboş köpekler gibi değersiz görülerek öldünüz. Bense o köpekten bile değersiz hissediyorum. Bu dünyada uğraşacağınız hiçbir şey, çözeceğiniz hiçbir sorun kalmamıştır! Yalvarıyorum ki geri dönün ve huzur içinde uyuyun.

+Dördüncü müfreze! Tünel yönünde, geriye dön! Uygun adım marş!





(Ünlü film yönetmeni ve yazarı Akira Kurosawa'nın ''Tünel'' adlı kısa filminden uyarlanmıştır, hikayede bir değişiklik yapılmamıştır)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

2025

  Hemen anlatmak istediğim şeyin içine girmek istemiyorum. Biraz soluk almanıza müsaade etmem gerek. Öncelikle 2025 hakkında genel bir şeyle...