MENTALİTE
Obsesif Kompulsif Bozukluk: Engellenemeyen düşünceler diye de
adlandırabiliriz. Rahatsız edici düzeyde aynı bilgiyi zihinde tekrarlama,
gerçekleşen eylemlerin gerçekliğini sorgulama gibi belirtileri vardır.
Bitmeyen bir stres hali, kendine zarar verme düşüncesi kişiye hakimdir.
Temizlik takıntısı gibi yaygın halleri varken kendi cinsel kimliğini karıştırma
gibi büyük semptomlar halinde de görülebilir. (Farklı semptomlara göre
farklı çözümleri vardır)
Travmaya Dayalı Stres Bozukluğu: Başınızdan geçen bir olay nedeniyle
artık o olayda bahsi geçen herhangi bir şeyin sizi o şeyden uzak durmak
isteyecek hale getirmesidir. Gece yapılan bir kazayı örnek verirsek:
Havanın kararması, araba sesleri, araba koltuğuna benzer dokuda
kumaşlar vb. şeyler size aynı travma hissiyatını yaratabilir. Ya da daha
sıradan bir versiyonu olan olay anın beyin tarafından tekrar tekrar
oynatılması örnek verilebilir. (Genellikle olay üzerinden belirli bir zaman
geçmesi bu sorunu çözmede etkilidir)
Bipolar Bozukluk: Hayatınızdaki her şey iyimiş gibi hissettiğiniz, daha
bir kaç saat önce piyango kazanmış gibi hissettiğiniz aşırı enerjik kişilik
ve sürekli depresif, negatif davranan ikinci kişiliğiniz diye ikiye ayrılır.
Dünya üzerinde sadece Kuzey Amerika ve Güney Amerika'da bile toplam
60 milyonun üzerinde kişi bu sorunla karşı karşıyadır çünkü bu sorun
tamamen genetik olabilir. Bunun yanı sıra hayat deneyimleri de bu
sorunun oluşmasında etkilidir.
Şizofreni: Artık hangi gerçekliğin emin olunamadığı mental sorundur.
Çocuk mentalitesi bozukluğu adıyla ortaya çıktığı bilinmektedir. Bu
kişiler gerçek olmayan varlıklarla konuşabildiğini hatta onların ne dediğini
duyabildiğini hisseder. Aynı şekilde bu kişiler bazı kurgu veya hayal ürünü
şeyleri de kendi hayatlarına enjekte ederler. Örneğin: Bu kişiler kendilerini
bir doktor, bir ajan hatta olabilecek en üst düzey absürtlükte bir ejderha
terbiyecisi olarak görebilirler. Her üç yüz kişiden birinde görülen bu
hastalığa erken dönemde rastlanmazsa çözümü olanaksızdır.
Majör Depresif Bozukluk: Önceden yaptığınız şeylerden zevk
alamadığınız, sürekli bir hüzün halinde olduğunuz bozukluktur. Modern
hayatta depresif bozukluğa sahip olduğunu söyleyen ve antidepresan
ilaçlar kullandığını söyleyen hiç kimse muhtemelen bu soruna sahip
değildir çünkü bu kişiler durdurulamaz bir ruhsal çöküntünün içerisindedir
ve antidepresan ilaçlar kullandığını söyleyerek insanlar tarafından
alacağı ilgi bu insanların umrunda değildir. Ancak çözümü pek zor
değildir, bir terapist yardımıyla üstesinden gelinebilir.( Seviyeye bağlı)
Anksiyete Bozukluğu: Depresif bozuklukla korkunç derecede
benzerdir bu nedenle sık sık karıştırılabilir. Ama anksiyete bozukluğu
çoğunlukla ailevi problemlere, geçim sıkıntısına ve çocukluk döneminde
yaşanan istismara dayanır. Bu nedenle kişi kendini bir veya birden fazla
kişi önünde rahat hissedemez ve hislerini, düşüncelerini açıklayamaz.
Ayrıca bu soruna sahip insanların sürekli terlediği, karın ağrılarıyla
uğraştığı görülür. Kalplerinin hep yüksek ritimde atması da kalp ritim
bozukluğuna yol açabilir. (Bilişsel terapi ve medikal gevşeme teknikleri bu
semptomun üstesinden gelmede yardımcıdır)
Yeme Bozukluğu: Yeme bozukluğu bir zorba gibi kendiniz tarafından
sürekli vücudunuz ile ilgili bir şeylerin yanlış olduğuna inandırıldığınız gibi
bir semptomdur. Aşırı çok beslenme veya aşırı az beslenme diye iki türe
ayrılır. Her gün aynı yemekleri yemek, her gün sadece bir besin tüketmek
veya her gün her vitamini içeren besinden en az bir kere tüketmek gibi
farklı şekillerde görülebilir.
Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu: Etrafınızda gerçekleşen
her olaya eğlenceliymiş gibi baktığınız, en sakin ortamlarda bile kendinizi
tutamayıp oradan oraya dolaşmak istediğiniz bozukluktur. Üç farklı türde
her yaştan insanda görülen bu bozukluğun ilk görülen semptomu dikkat
sorununun yoğun olduğu versiyondur. İkincisi hareketin vücudu ele aldığı,
yerinizde duramayacak gibi hissettiğiniz şeklidir. Üçüncü ve son olanı ise
karma bozukluktur. Buna sahipseniz her iki versiyona da sahipmişsiniz
gibi düşünebilirsiniz. Çocuklarda tanısını koymak için sesin kontrolsüz
kullanımı, bitmeyen hareket ve enerji gibi sorunlara dikkat edilebilir.
Otizm Spektrum Bozukluğu: Duymadığnız için herkesin güldüğü bir
şakaya gülemediğinizi ve başka bir gezegende kayıpmış gibi hissettiğiniz
hayal edin. İşte bu otizme sahip bir insanın günlük rutinidir. Bu bozukluk
insanların dünyayı nasıl gözlemlediği, felsefi olarak düşündüğü şeyleri ve
insanların nasıl iletişim, etkileşim kurduğunu değiştirir. Bu kişiler genellikle
fiziksel temastan veya göz temasından kaçınır. Bu kişiler başkalarının
göremediği küçük detaylara takılabilir. Aynı zamanda bazı alt dallarında
bu bozukluğa sahip insanların spesifik olarak bir eylemde çok iyi olduğu
gözlemlenmiştir. (Spor dalları, matematik, hafıza, işitsel zeka vb) Ancak
bu insanlar doğal insan etkileşimlerinde sorun yaşarlar ve bir insanın
halini anlamakta zorlanır. Sevmek ve sevilmek kavramları bu insanlar
için zordur.
Uyku bozukluğu: Beyinde sürekli hüküm süren bir çalar saat gibi bizi
dürtükleyen bu bozukluk istek dahilinde uyumayı imkansız veya çok zor
hale getirir. Ayrıca bu kişilerin geceyle gündüzü, gerçekle rüyayı karıştırdığı
görülür. Son olarak bir alt semptom olarak huzurlu bir uyku yaşanamadığı
yani devamlı bir horlama gibi sorunların görüldüğü bilinmektedir.
Paranoya: Çoğu durumda insanlar için korkmak veya şüphelenmek
normaldir ancak paranoyaya sahipseniz konuşan rastgele iki insan hatta
yakın arkadaşlarınız için bile kötü planlar yaptığını keza sizi işinizden
kovdurmak istediklerini düşünürsünüz. Genellikle zor bir yaşam geçiren
insanlarda görülür.
Disleksi: Çocuklarda sık görüldüğü için tehşis koyması pek zor değildir
ancak bu problemin çözülmesi zaman alabilir. Bir ilkokula giden çocuğun
okumayı, harfleri hatırlamayı veya harflerin tonlamasını yapmakta çok
zorlandığını düşünün. Bir yemek tarifinde yazan ''İki su bardağı un ekleyin''
yazısını ''İki suvra dağı nu keleyin'' gibi okuyabilirler. (Kullanılan bu cümle
yaygın bir disleksi teşhisi koyma yöntemidir) Fakat disleksi zeka ile alakalı
bir problem değildir ve hiçbir şekilde kişinin kavrama yetisiyle ilgili değildir.
Fonetik programlar kullanarak öğrenmek disleksiye sahip insanlara kolay
gelebillir.
Somatoform Bozukluk: Kişide bedensel şikayetlerin oluşmasıyla
biyolojik veya mantıksal bir açıklamanın bulunamadığı sorunlardan
rahatsız olunmasıdır. Bunun neredeyse tamamen ruhsal olduğunun
teşhisinin koyulması normalden çok daha uzun sürebilir çünkü bu kişiler
genelde bunun karakterize bir hastalık olduğunu kabullenmekte zorluk
yaşarlar. Bu kişiler ağrılarını, ishal gibi problemlerini veya anlık kalp
çarpıntılarını abartarak bunlara büyük anlamlar yüklerler.
Borderline Kişilik Bozukluğu: Benlik imgesinin kaybedildiği, gereksiz
para harcamalarının yapıldığı, kararsızlık ve duyguların kontrolsüzlüğü
gibi semptomları vardır. Her yönden hastanın hayat kalitesini düşüren
ve kriz halinde dengesiz davranışlar yaşanır. Bipolar bozukluğun aksine
duygu ile ilişkili değildir bu yüzden saptanması çok zordur ve tehlikelidir.
Alkol kullanımına, kumara, saçma derecede kıskançlığa ve intihara kadar
gidebilir. İlişkiler kısa ömürlüdür ama kendi isteğiyle görüşmek istemediği
birine de bağlanabilir. Üretken insanlarda görüldüğünde bilinçli bir
şekilde hastalık kendini saklamak isteyebilir ve manipülatif özelliğini
ortaya çıkararak kişiye her şeyin normal olduğunu inandırmaya çalışabilir.
(YAZAN KİŞİ BİR PROFESYONEL DEĞİLDİR LÜTFEN BUNU GÖZ ÖNÜNDE BULUNDURUNUZ VE KENDİ KENDİNİZE TEŞHİS KOYMAYINIZ)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder