10 Kasım 2024 Pazar

BAĞ

                                                                                                                  

                                                                       BAĞ

      Montaigne'in değindiği konu şimdiki yerleşik hayata uzak bir konu o yüzden biraz daha

 yayarak ve konuyu açarak yazacağım. Anlattığına göre Montaigne her zaman efendi-uşak 

 ilişkilerinin kul ve Tanrı ilişkisine benzetilmekten kaçınılması gerektiğini  destekliyor.

Bugünlere uyarlanmasında bir sakınca görmüyorum çünkü hala makam bazlı ilişkilerde

''patronlar'' üst bir seviyeye sahipler. Patron kelimesinin kullanılış şeklinden de rahatsız

olduğumu belirteceğim çünkü Hint-Avrupa Anadilinde ve daha sonra Fransızcada pater(baba)

anlamına gelen bu kelimenin şu an kullanılış şekli bir babanın değerlerine en uzak biçimde.

Tabii ki bunun sebebinin de insanlar olduğunu düşünüyorum. Niyet ve zihindeki fikirlerden

geldiği için kendilerinden üst rütbedeki bireylerle olan bağ ve samimiyetinden ötürü bu 

kelimeyi kullanmayı uygun görmüşler biliyorum. O yüzden suçladıklarım kelimeyi kullanmayı 

seçenler değil, anlamını değiştirenler. İşler yönetiliş ve düzen bakımından herkesin istediği 

düzeyde   yapılabilir değildir bu yüzden istikrarlı bir eleştiri halinde bulunmakta yanlış 

biliyorum ama  kişiler arasına böyle bir bariyer, bir engel konulması merdivenle en üst 

basamağa çıkmaya çalışırken düşenler ve onların düşüşlerinden kâr edenler olarak insanları 

ayıracak ve ayırıyor.

      Kişisel söyleşileri ele alışlarına göre insanların tepkileri farklı olacaktır o yüzden duygusal

bir bağ her zaman çözüm olmayabilir ama bunun yerine görev verenlerimiz ile aramızda olan

ilişkileri yüzeysel bir anlaşma, iletişim olarak görürsek o laf ettiğimiz kodlanmış robotlardan 

önce bizi kendi kendimiz ele geçirecek. Burada da ''patronları'' suçlamayı isterdim ama öyle

yaparsam çözümü birini suçlayarak bulmakta olduğumu fark edecekler. Çoğu zaman evet

yavan ve haksız bir düşünce tarzı ama gerçekten birinin suçunun ya da bir kitleden oluşan

sorunları suçluyu arayarak, veya birini suçlu ilan ederek çözmezsek herkes kendi dışındaki

kişilerde bir suç belirtisi arayacaktır. ''Patronları'' öne atmamın sebebi çıkar ilişkisinde daha

büyük bir rol oynamalarıdır. Korktuğum şey zaten de bu, patron olmayan çoğu insan işinde

yetki sahibi geldiği anda sevmediği insanlardan muhtemelen farkı kalmayacak. Tekrar 

düzelteyim. Bu bağlarımızı bozanlar ne ''patronlar'' ne da patronların altında çalışanlar. 

Bu düzeni belirleyen en temel şey o sabah akşam söylendiği insan olmaya çalışıp olamayanlar.

       Yavaş yavaş bitireyim. Burayı eklemeyi düşünmüyordum ancak değinmediğim önemli bir 

konu aklıma geldi. ''Yargıcılar'', belki biraz daha anlattığıma uzak bir çeşit konu ama hemen 

hemen artık her şeyle bir ilişkileri var. Azıcık bile bir düzen varsa bunun altında bit yeniği 

arayan insanlara tahammül edemiyorum. Kendi benliklerinden uzaklaşmalarını bile 

utanmasa başkalarına bağlayacak, doğruda yanlışı, yanlışta doğruyu arayan, hep size karşı 

çıkacak bu insanlar ömrünüzü yiyip bitirirler. Ortak bir tip oldukları için ayırmayacağım, 

rütbelerinin önemi olmadığı için her yerde böyle insanlar ile karşılaşabilirsiniz. Unutmadan 

dikkat edin,  ne kadar yetkileri varsa o kadar huysuz ve kusursuz düşünme hakkına sahip 

olduklarını sanırlar. Daha kötüsü karşı da çıkamazsınız ki  onlara. Büyük biri olmak işte böyle 

yerlerde kesin işime yarardı. ''Sus be adam'' demek istediğim o insanlarla muhatap olmamak 

ya da her sözlerini geri ağızlarına tıkabilmeyi öyle çok isterdim ki. Mızmızlanmanın lüzumu 

maalesef yok. Nefret ettiğin ve bunun için gerçekten bir sebebin olduğu bu ''patronlar'' ya da

çalışanlardan. Ama en çokta ''yargıcılardan'' uzaklaşmak ya da onlara ağızlarının paylarını 

verebilmek istiyorsan ya kendini soyutlayacaksın, ya da onları bu dünyadan soyutlayacak 

yetkiye sahip olacaksın. Kendine biçebileceğin değer önce başkalarına biçtiğin değerden gelir.

Yükselsen bile altındaki insanları ''altımdaki insanlar'' diye tanımlamadığın sürece onlarla asla

arandaki büyümüş, bir kök haline gelmiş bağların kopmayacak ve seni ayakta tutan şey olacak.

                                                                                                                   Efendiler ve Uşaklar (286-287)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

2025

  Hemen anlatmak istediğim şeyin içine girmek istemiyorum. Biraz soluk almanıza müsaade etmem gerek. Öncelikle 2025 hakkında genel bir şeyle...